Roboski'ye Ağıt
Kırk afili genç dizildiler yola,
Geceyi devirip varmak için yuvaya.
Peşlerinde hayın kalmışlık, eşkıyalık,
Önlerinde katır sırtında fukaralık.
Karanlık, soğuktu gece,
Kızgın demir kartal üstlerinde.
Korktu çamurlu ayaklarından birileri,
Kızdırdı, açlık kokan nefesleri.
Düşürdüler gökten ateş toplarını,
Isındı gece, sustu yıldızları.
Kırk taze yürektiler hayat savaşında,
Altı kırık dal kaldılar dönüş yolunda.
İbrahim Halil ŞİMŞEK
İstanbul / Bostancı
... Ve çıkardım tüm anlattıklarından renkleri. Bir tek Gökkuşağı'na dokunmadım. Tüm griliğin ortasında, bütün ihtişamıyla unutturmasın diye hiçbir şeyi...
30 Aralık 2011 Cuma
24 Aralık 2011 Cumartesi
BABASIZ ÇOCUK
Bazen kalırsın ortada,
Bazen atmaz yüreğin.
Düşerken görmezsin yaprağı örneğin.
Yanı başında bir sarı hayat,
Batar yüreğine bir rüzgar.
Sevmeyi akıtırsın gözlerinden,
Seni, insanları,
Bir de güzelim Figen'i,
Gelenin ardından baba diyeni hani.
İbrahim Halil ŞİMŞEK
İstanbul / Bostancı
Bazen atmaz yüreğin.
Düşerken görmezsin yaprağı örneğin.
Yanı başında bir sarı hayat,
Batar yüreğine bir rüzgar.
Sevmeyi akıtırsın gözlerinden,
Seni, insanları,
Bir de güzelim Figen'i,
Gelenin ardından baba diyeni hani.
İbrahim Halil ŞİMŞEK
İstanbul / Bostancı
22 Aralık 2011 Perşembe
"DEMOKRASİ/DEMOCRACY"
Ülkemizde “devlet-devlet”, “devlet-birey”, “birey-birey”
ilişkilerinde kullanılan hegemonyada demokrasi anlayışı “giydirme/giydirilmiş”
bir demokrasi anlayışıdır. Ezberlenmiş kurallara sahip ancak uygulamadan yoksun
bir anlayıştır bu. Demokrasi, çoğu kez kulaktan kulağa dolaşmış, yazılmış,
çizilmiş, uzun tartışmaların konusu olmuştur. Hatta savaşlar için neden bile
olmuştur. Sözüm ona okullarda ders konusu olarak da işletilir. Ama sınavları
geçmek için yapılan ezberlerden, bir galon petrolden veya dostlar arasındaki
sıcak “memleket meseleleri” muhabbetlerinden öteye gidememiştir. Bu uygulama
yoksunu ezberlenmiş demokrasi anlayışı ülke insanına o kadar öz güven verir ki
bazen, sonu ahkam kesmelere, ders vermelere kadar dayanır. Herkes yöneticidir
bu fabrikada, işçiye pek rastlanmaz.
Fırat
Bingöl’ün otorite, demokrasi, eğitim anlayışı ve birey sorunsalından yola
çıkarak ortaya koyduğu eserde kullandığı ironi de “manipüle edilmiş
demokrasi”ye verilebilecek güzel örneklerdendir. 14 yaşlarında bir öğrenci,
okul koridorunda, taktığı Atatürk maskesi ile hepimize ahkam kesmekte…
The hegemonic conception of democracy that is used in our
country to define the relations between the states, the state and the
individuals, and the interpersonal relations is a “dressed/garbed” one. It is a
conception with memorized rules that are not applied. Democracy has been heard
through the grapevine, written and talked about, and has constituted the
subject of many long debates. It has even become a cause of wars. It has been
taught in courses at schools. Nevertheless, it could not take a further place
than the memorizations for the exams, a gallon of oil or the friendly
conversations about the matters of country. This memorized yet unperformed
conception of democracy assures the fellow countrymen with such a self esteem
that it sometimes reaches a state of pontifying and lecturing. In this factory
everyone is a manager; and it's hard to encounter workers.
The
irony that Fırat Bingöl sets forth in his work, through a problematization of
the conceptions of authority, democracy, education and the individual is one of
the good examples that can be given to “manipulated democracy”. A 14 years old
student, at the school's corridors, is pontifying us all with his Atatürk
mask...
İbrahim Halil ŞİMŞEK
İstanbul / Elmadağ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)